Mehmet Kaçar

Depremzede için yapılan yardımı kullanmak caiz olur mu?

Mehmet Kaçar

İki artı bir evimde dört çocuklu ve akrabam olmayan tanıdığım bir depremzedeyi misafir ediyorum. İki odadan en büyüğünü ona tahsis ettim. Hanımı gebe idi ve Konya’da doğum yaptı. Çocuğuna isim babası oldum. Burada, vatandaşa anlatmak istediğim şu. Hastane de iken birçok yardım geldi. Ben evime getirdiğim günden beri evime yardım almıyorum. Zira ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. 
Ama bir başka kardeşimiz şöyle sordu:
“Depremde evleri yıkılan iki kardeşimi çocuklarıyla beraber evimize aldık. Üç odaya üç aile yerleştik. Burada sorum şu, yardım ekibi, benim bu kardeşlerimi de yardım yapıyor. Giyeceklerde sorun yok. Battaniyelerde sorun yok: Yapılan yardımları yalnız onlar için kullanıyorum. Biz kullanmıyoruz. Ancak çamaşır yıkamada sorun var. Hepimizin kirlilerini birlikte çamaşır makinesine atıyoruz. Onlara verilen deterjanlarla bizim kendi deterjanımızı karıştırıp döküyoruz. Şimdi onların deterjanı ile bizim elbiseler yıkanıyor. Biz bu durumda ne yapalım? Onlara verilen deterjanla yıkanan elbiseyle biz, namaz kılabilir miyiz?
Onlara verilen el sabunlarının yanına biz kendi aldığımız el sabunlarını da koyuyoruz. Eşim ve ben kendim kendi paramızla aldığımız sabunlarımızla ellerimizi yıkıyoruz ama çocukların dikkat etmesi oldukça zor, ne yapalım?”
Bu konu üzerine cevabımızı şu şekilde verebiliriz. Bilmiyorum isabet etimi yoksa etmedi mi? Tabi ki en iyisini Allah (cc) bilir.
En başta eşinizi tebrik ederim. Senin kardeşlerini kendi kardeşin gibi kabul ettiği için. Sabun ve deterjan konusunda gösterdiğiniz hassasiyetiniz, doğrusu beni de çok etkiledi. Siz, kendi sabun ve deterjanınızı onlara verilenlerle karıştırıp kullanmama hassasiyetinizi ortaya koyuyorsunuz. Gönlünüz bu konuda rahat olsun. Onlara hediye edilenler, onların olmuştur. Onlarda o hediye malı Onun için birlikte karıştırıp yiyin ve kullanın ama hassasiyetinizi yitirmemeye de dikkat ediniz.
Siz, hani sevgili Peygamberimiz (.s.a.v)’le beraber Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanlara, Medineliler evlerini açmıştı ya, işte şimdi siz, onu yapıyorsunuz. Sizler dualarınızın içerisine bizleri de katınız. Çünkü sizler İslâm’ın ilk ev sahipleri olan Ensar gibi davrandınız.” Şu anda deprem olan o illerde depremzedelere yardım etmek için giden sayısını net bilmiyorum ama, o günlerde kendi yaşadığım şehir trafiği çok rahattı, bir hafta sonrasında ise göç tersine döndüğü için şehir trafiği yeniden kıl yumağına dönmüş durumda.
Deprem bölgesinde vahim durumdan faydalanıp hırsızlık yapanlar ise iyilerin yanında çok azınlıkta olanlardır. Bunlar yakalandıkları andan çok seri bir şekilde hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdırlar ama ifşa edilmemelidirler. Özellikle kolluk kuvvetlerini kullanarak cezalandırılma işi yapılmamalıdır zira bu tür videolar devletimizin prestijini sarsar.
On, onbeş hırsızla on binlerce yardımsever kıyaslandığında hâlâ insanımız sapasağlam dinine, imanına, merhametine, yardımseverliliğine yürekten sahip olduğundan, üç odasına, iki odasına bir iki kardeşini gözünü kırpmadan alıp, onlara yardımdan gelen el sabununun kullanılmasıyla ilgili fetva sorma ihtiyacı hisseden 84 milyon insanımız var “Elhamdülillah!”.
Bu konuda son sözü rahmetli Mehmet Akif Ersoy’a bırakalım.
“-Korkma!
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!
Düşer mi tek taşı, sandın, harîm-î nâmusun?
Meğerki harbe giren son nefer şehid olsun?
Şu karşımdaki mahşer kudursa, çıldırsa;
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa;
Taşıp da kaplasa âfâkı bir kızıl sarsar;
Değil mi cebimizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gâye aynı, vicdan bir;
Değil mi cenge koşan Çerkes’in, Lâz’ın, Türk’ün,
Arab’la, Kürt ile bâkidir ittihâdı bugün;
Değil mi sinede birdir vuran yürek… Yılmaz!
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz!”

Yazarın Diğer Yazıları