Mehmet Kaçar

Din eğitiminde verim!

Mehmet Kaçar

Yıllardır eğitmen olarak gerek resmi ve gerekse özel olarak çalışmaktayım, pek çok öğrencim oldu ve birçok konuda da dini eğitim verdim. Bu zaman zarfında şunu gördüm ki “eğitim sürecinde oldukça başarılı olduk” amma velâkin verilen eğitimin tesirinin çok az olduğunu fark ettim.
Eğitilenlerin algıları maşallah ‘Allah vergisi’ çok açık.  Ne var ki bu güzel haslete rağmen verilen bilgi yaşanılan dünya hayatına aktarılmıyor, yaşantıya dönüşmüyor yahut çok az bir kısmı bu hayata O zaman şu ve benzeri soruları kendimize sormadan edemiyoruz. Bizler acaba çocuklarımızdan beklediğimiz şeylerin ne kadarını yaşayabilip, yapabiliyoruz? Uygulama safhasına koyabiliyoruz?
Oysa bilginin zihinlere hapsedilip hayatımıza ulaşamaması sadece çocukların değil bizimde problemimiz değil mi? Biz neyi neye göre, ne kadar yaşayabiliyoruz ve ne kadar rol model olabiliyoruz?
Günümüz de, bilgi hikmetin dışına çıkarılarak ticari bir metaa olarak görülmeye başladı ve ne kadar para o kadar bilgi anlayışı geliştirildi. Oysa bilgiye sahip olan bir insan, meslek edinebilir, bu yollardan geçimini sürdürebilir ama hikmete sahip olmadığı için özüyle bütünleşemez.
Erdemli bir gençlik yetiştirme hedeflerinden bahsedilse de ne anne babaların ne de eğitimcilerin böyle bir dertleri hiçbir zaman olmamıştır. Erdem ve faziletin neden cılız kaldığı noktasında tespitler yapıldı ve yapılmaya de devam edilecek. Medeniyetimizin beslendiği değerler hakkında mülahazalarda bulunuldu fakat icraata yönelik herhangi bir hamle ile karşılaşmadık.
Çocuklarımızın hayatını inşa ederken medeniyet kökenimiz değil de kapitalist sistemlerin bizlere miras bıraktığı bakış açısına göre hareket ettik. Onları sonu olmayan bir rekabetin içerisine sürükledik ve bu yarışı en önde bitirmeleri için hep nasihatler de bulunduk. Çocuklar okula başlar başlamaz nerede eğitim alacağının, hangi alanlarda ne kadar kazanımlar elde edeceğinin hesabını yaptık ve bütün hayallerimizi bu temel üzerine kurduk. Peki bu tavrımızda erdemli çocuklar yetiştirmekten daha ziyade çok para kazanan bir çocuk yetiştirmek hedefini güttük. Böyle bir eğitim sistemi içerisinde erdem ve hikmetten bahsetmek ne kadar doğru olabilirdi?
Farkında mıyız? Farkında mısınız?  İşgal ettiğimiz meslek unvanımız, mevkimiz, ekonomik, kültürel ve sosyal statümüz ne olursa olsun kendimizle çekişiyoruz.  Erdemli çocuklar yetiştirmekten bahis ediyoruz ama ekmeğin derdine düşmüşsünüz ve bunun dışında hiçbir şeyi dert edinemez hale gelmişsiniz. Komplekslerinizin altında eziliyorsunuz ve bu çocukları hesaplarınıza kurban ediyorsunuz. Korkmayın! Çocuğunuz aç kalmayacak, işsiz kalmayacak, aşsız kalmayacak! Çocuğunuz yersiz, yurtsuz kalmayacak! Kendi gayreti ile ilerleyecek ve hayatını inşa edecek… Kâh düşecek, kâh kalkacak ve düşmenin de kalkmak kadar doğal olduğunu öğrenecek…
Korkmayın! Eğer müdahale etmezseniz çocuğunuzun ihtiyacı olan ekmeği de kendi çabasıyla elde edecek! Eğer müdahale etmezseniz başının üzerinde taşıdığı onurunun ekmekten daha önemli olduğunu kavrayacak! Onunla oturup kariyer planları yapın, eğitim hayatına başarılı bir şekilde devam edebilmesi için rehberlik edin ona ama lütfen hayatın, huzurun ve nefes alıp vermenin sadece bu olmadığını da ona net bir şekilde anlatın ve bir akşam vakti tutun elinden bir yoksulun kapısını birlikte çalın…
Yine bir başka akşam vakti çocuğunuzun koluna girin ve onunla dost ziyaretinde bulunun, bir yaşlının sohbetini dinleyin, bir evsizin yalnızlığını onunla paylaşın ve çocuğunuza bunların okulda öğrendiği bilgilerden daha değersiz olmadığını ona net bir şekilde ifade ederek anlatın…
Korkmayın! Tutun çocuğunuzun elinden ve yüreğinden. Toprağın bir dilinin olduğunu anlatın ona, dokunun yüreğine, doğanın var olduğunu ve karıncanın da yaşamaya hakkı olduğunu, ona zarar veremeyeceğimizi, çiçeği koparmadan onunla beraber yaşanabileceğini öğretin ona!...

Yazarın Diğer Yazıları