Mükremin Kızılca

Hilalden Dolunaya İslami Tebliğ

Mükremin Kızılca

Tebliğ edilen İslam dininin ilahi kaynağı olan Kur’an-ı kerimde şöyle buyrulur:

“Bu (Kur’an), insanlar için bir açıklama, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için bir hidayet ve bir öğüttür.” (Aliimran 138) 

Evet, bu Kur’an insanlığa ezeli ve ebedi bir beyanname ve bildirgedir. Bu beyanname 23 senede tamamlanan dev bir kitabın 6236 ayetiyle meydana gelir.

İlk günlerde ince bir hilal gibi iken 23 yılın sonunda dolunaya dönüşmüş ve söylenmesi gereken her şey söylenmiştir.
Allah cc hazretlerinin:
“Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” (Saf 8)

Ayetinde tamamlanacak dediği nur aynı zamanda İslam ve onun kitabı Kur’an’dır. Cenab-ı Hak aya da yani dolunaya da nur demektedir:
“Ve Ay'ı bunların içinde bir nur yapmış, güneşi de bir lamba kılmış.” (Nuh 16) 

Kur’an-ı kerim ne yeni bir din çıkarıyor ve ne de bu din hiç görülmemiş bir tarzda tebliğ ediliyor:
“Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.” (Şura 13) 
Evet İslamiyet yeni değil Hazreti Ademle başlayan ve Hz Nuhla ve diğerleriyle süren bir dinin tebliğidir.
Bu dinin adı her zaman olduğu gibi İslam’dır ve bizim için seçilen tek yol ve sığınaktır. 
“…Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim.[144] Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” (Maide 3) 

Kur’an: gözbebeğimiz. 23 yılda parça parça inip her yıl mevcut inen ayetlerin Cebrail as. İle yüce peygamberimizin Ramazan ayında mukabele ederek pekiştirdikleri ilahi mesajdır.

Tebliğin ilk uygulayıcısı yüce peygamberimizdir:

“Ey Resûl! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O'nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez.” (Maide 67) 

Tebliği devam ettirecek olan ise onun necip ümmetidir:

“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardı elbette kendileri için hayırlı olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoğu fasık kimselerdir.” (Al-i İmran 110)

Bu hususta müminler daima hazırlıklı ve donanımlı olmak zorundadır:

“(Ne var ki) mü’minlerin hepsi toptan seferber olacak değillerdir. Öyleyse onların her kesiminden bir grup da, din konusunda köklü ve derin bilgi sahibi olmak ve döndükleri zaman kavimlerini uyarmak için geri kalsa ya! Umulur ki sakınırlar.” (Tevbe 122)

Tebliğin amacı Allah’ın mesajını bütün insanlığa duyurmaktır. Atalarımız buna İla-yı kelimetullah demişlerdir yani Allah’ın yüce kelamını yüceltmek.

“Hiçbir zulüm ve baskı kalmayıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Onlar savaşmaya son verecek olurlarsa, artık düşmanlık yalnız zalimlere karşıdır.”(Bakara 193, Enfal 39)

“O, Allah’a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.” (Tevbe 33 Fetih 28 Saf 9

Değerli okuyucularım, inşallah 31 Ocak Salı akşamı saat yedi buçukta İl Halk Kütüphanesi Konferans salonunda Aydınlar Ocağının tertip ettiği toplantıda konuşmacı olarak bu konuyu derinlemesine ele alacağım. 

Müsait olan arkadaşlarımın teşrifinden şeref duyacağım. Bu konuda yayımladığım “Hilalden Dolunaya” adlı eserimi ücretsiz olarak teşrif edenlere hediye ediyoruz

Yazarın Diğer Yazıları