Mükremin Kızılca

Müstakil Evde Oturmanın Bazı Sıkıntıları!

Mükremin Kızılca

1960'da başlayan, gerek şehirlerarası gerek devletlerarası göçler nedeniyle gençlerimiz büyük ölçüde köylerini terk ederek rızık ve ekmek kazanmak amacıyla bir iş tuttuğu şehir ve ülkelere yerleştiler. 

Ortalama 40 yıl sonra geri dönüşler başladı. 2000'li yıllarda emekli olanlar köylerine geri döndüler ve buradaki baba yurtlarını bazen onararak bazen yıkıp yaparak yeniden imar ettiler. 

Genlerinde bulunan üretim, tarım, hayvancılık, besicilik, sebzecilik, avar zavar yapma, su ile toprak ile uğraşma, kaynaşma yani rençberlik mesleğinin bir ucundan yapışarak ekonomiye büyük katkı sağlamaya başladılar. 

Ben de bu gruptan birisi olarak 2000'li yıllarda köyüme dönerek baba yadigârı bir arsamıza bir bahçe evi yaptırıp önündeki iki dönümlük arazimi işlemeye başladım. 

Burası adeta benim için yeryüzündeki bir cennetti. Yüzü aşkın ağaç dikerek bir hobi bahçesi niteliğinde bütün meyveleri elde etmeye başladım. bunun yanında boşluklara sebze yaparak domates, biber, patlıcan, yeşillikler ve her türlü zerzevatı kendi elimizle yetiştirerek sofralarımıza koymayı başardık. 

Sabahleyin kuş sesi eşliğinde sabah namazı kılmak, sabahın yemişi olarak herhangi bir meyveden koparıp yemek, dutların her türüyle mevsiminde tanışarak tatmak tabii ki çok güzel duygulardır. 

Ancak yer evlerde, bağ evlerinde, bahçe evlerinde, zemin katlarda oturmanın bazı riskleri vardır. Çünkü bu tür yapılarda, mutfak, odunluk, kiler ve benzeri müştemilat ayrı yerlerde ve yere paralel olduğundan bir de nemlilik taşıdığından zararlı ve zararsız birçok sürüngenin ve böceğin de uğrak yeri olabilmektedir. Bu bakımdan her gelişimizde evin bu alanlarını ilaçlıyoruz buna rağmen başımızdan geçen 2 olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Birincisi bundan 5 yıl önce normal yer evdeki odamızda yatarken tam uyuduğum bir anda sol elimin üzerinde bir şeyin yürüdüğünü hissedince derhal elimi çırparak kalktım ışığı yakıp baktığımızda karadul değil de kızıl bir akrep olduğunu gördük. Şükürler olsun ki bize bir zararı dokunmadan imha ettik. 

İkincisi de 22 Mayıs 2024 gecesi yine yatağımıza yattığımda yine dışarıda kalan sol elimin üzerinden bir şeyin yürüdüğünü hissedince hemen elimi çırparak hanıma ışığı yakmasını söyledim. 

Ortalıkta bir şey görünmüyordu ancak sol elimin sırt kısmı bileğime doğru hafif karınca ısırması gibi işaretler veriyordu. 

Daha sonra bunu araştırmaya başladık yastıkların altında üstünde yanlarda hiçbir şey yoktu. 

Hanıma eline bir şey hazırlamasını söyleyerek yorganı çırpmak için ayağa kalktım yorganı çırpınca altından 15 santim uzunluğunda 64 ayaklı parlak uzun antenli çift kuyruklu bir böcek yere düştü. 

Hemen hanım onu elindeki maşa ile kıstırarak dışarıya çıkardı onun resmini çektim ve lense gönderdiğimde bize tiger centipete yani bir tür kızıl çıyan olduğunu öğrendik. 

Bu arada ne yapmamız gerektiğini Konya'da tanıdığın bir doktoru gece yarısı arayarak sordum. Bu tür böcek ısırmalarında gelen hastalarımıza bir alerji iğnesi yapıyoruz ve yarım saat bekletip gönderiyoruz cevabını verdi. 

Biz de kalkıp en yakın hastaneye vardık. Bize doktorun dediği gibi bir alerji iğnesi yaparak birkaç hap yazdıktan sonra geri gönderdiler. 
60 senedir çıyanın adını duyardık ama ilk defa kendisini görmüş oluyorduk. 

Ne tedbirler almamız gerektiği konusunda, nasıl ilaçlama gerektiği hakkında araştırmalara başladık. Öldürücü bir zehirli olmamasına rağmen çıyanların nemli ortamlarda yaşadığı ve gece ortaya çıktığı gibi bilgileri öğrendik.

Yazarın Diğer Yazıları