Mustafa Akçay

Eğitim Üzerine Notlar 8 (Hz. Peygamber as.)

Mustafa Akçay

Hz. Peygamber’in doğduğu ortam ile Hz. İsa’nın doğduğu ortam bir bakıma birbirine benzer özellikler gösterir. Her iki peygamber de kutsallığı neredeyse tüm zamanlar ve toplumlar için kabul görmüş iki mabedin gölgesinde doğmuş ve orada yaşamışlardır. Her iki mabet te kendi toplumları için merkezi öneme sahiptir.
İslam toplumu için Kabe ne ise Yahudi toplumu için de Süleyman Mabedi odur. Hz İsa bu mabede adanmış bir kadının çocuğu olarak dünyaya gelir. İmran soyunun abid, salih mensupları ve peygamberlerinin gözü önünde, terbiyesinde büyür. 
Hz. Peygamber ise Kureyş’in asil bir soyuna mensup olarak Kabe’nin hemen yanı başında bir evde gözlerini açar dünyaya. Her ne kadar yetim olsa da dedesinin himayesinde ilk çocukluğunu geçirir. Abdül-Müttalib’in Mekke toplumuna liderlik yaptığını tarihi kayıtlardan biliyoruz.
Hz. Peygamberin eğitim hayatında dört ana merhale dikkatimizi çekmektedir. Birincisi süt anne ile başlayan ve özellikle sağlam bir dil eğitiminin temellerinin atıldığı ilk evredir. Hz. Peygamberin sözlerinden Arap diline olan hakimiyetini, az kelam ile çok şey anlatmanın incelikli noktalarını nasıl da yakaladığını görmekteyiz. Güzel irad edilmiş söze, iyi söylenmiş şiire olan ilgisi, dile verdiği önemi gösterir. 
İkinci merhalede dedesinin yanında Darun Nedve’de ( Mekke Parlamentosu) dedesinin postu üzerinde geçen yıllarında, çocuk aklına, içinde yaşadığı toplumu yönetenlerin yönetme biçim ve tarzları kazınmıştır. Darun Nedve’de soluduğu havanın, Mekke ileri gelenlerinin nasıl tepkiler verdiğini görmesi açısından oldukça öğretici olduğunu düşünüyorum.
Üçüncü evrede hayatta iken amcasıyla, onun vefatından sonra kendi başına yaptığı seyahatler gelir ki bu evrede biz, Hz. Peygamberin, yaşadığı kıtanın coğrafyasından konuşulan lehçelerine, zevklerine, inanışlarına, nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmadıklarına varana kadar birçok bilgiyi edindiğini görebiliyoruz. 
Peygamberliği sırasında uzak diyarlardan gelen insanlara onların lehçeleriyle konuşmasından, Habeşistan Hicreti öncesi arkadaşlarına Habeş Kralı’nın kişisel özelliklerini söylemesinden, savaşlarda belirlediği stratejilerden, çölün ücrasında yetişen ağacın meyvesini anlatmasından anlıyoruz ki peygamberlikten önceki süreçte, yaşadığı çağın ve mekanın taşından toprağına, havasından suyuna, insanından hayvanına, bitkisine varana kadar olağanüstü bilgi ile donatılmıştı. Elbette her şeyi bildiğini iddia etmiyoruz. Hz. Peygamberin de böyle bir iddiası olmamıştır.
Hz. Peygamberin ümmi oluşu, insan, toplum ve çevre konularını bilmediği anlamına gelmez. Olsa olsa bugün bizim pozitif bilimler olarak isimlendirdiğimiz alanlarda kalem oynatmadığı anlamına gelir. Muhataplarının zihin dünyasında olmayan bilginin Hz. Peygambere teklif edilmesi de anlamlı olmazdı zaten.
Elbette her peygamber sistematik bir eğitim sürecinde bulunmuş olmayabilirler ama bu onların doğal eğitim süreçlerinden geçmedikleri anlamına gelmez. Vurgulamak istediğimiz husus; ister sistemli ister doğal süreçler olsun, her peygamber yaşadığı toplumun merkezinde yer alır. Şehrin ileri gelenleri içerisinde, onları dolayısıyla işlerin nasıl yürüdüğünü(sistemi) iyi bilen insanlar olarak nübüvvet görevlerine başlarlar. 
23 yıl gibi kısa bir sürede Arap yarımadasında İslam’ın girmediği çok az ev kalmıştır. Toplumsal değişim ve insan ömrü için çok kısa sayılacak bir sürede gerçekleştirilen bu muazzam başarının altında elbette Allah’ın yardımını göz ardı edecek değiliz ama insan olarak ta Hz. Peygamberin bu sürece donanımlı olarak hazır olduğunu görmemek doğru olmaz. 
Sözün özü şudur: Allah’ın seçtiği elçiler, kendi toplumlarına, çağın bilgi birikimine ve duyulan ihtiyaca göre en iyi eğitim süreçlerinden geçmiş insanlardır. Bu özellikleri seçilmelerinde tek etkendir demiyorum bu haddi aşmak olur ama en önemli etkenlerdir biridir diyorum. Fravun’a git… emri, Sarayın yolunu bilmez, nasıl randevu alınır, konuşulurken nelere dikkat edilir, muhatabını hayatında hiç görmemiş birine tevdi edilmemiştir. Bilen, sistemi kavramış, muhataplarının ruhunu ve aklını tanıyan biri elçi olarak tercih edilmiştir.
Buradan çıkarmamız gereken dersler vardır.

Yazarın Diğer Yazıları