Kerim Küçüksarı

CHP'nin Eseri: AK Parti

Kerim Küçüksarı

CHP Lideri İsmet İnönü, "Bu memleket bir tane adam yetiştirdi. O da dinci çıktı." diyor. Hayatını İslam’ın ilkeleri çerçevesinde, ülkesinde teknolojinin, bilimin, insan refahının gelişmesi için adayan bir lider Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca için.

Erbakan, Mühendislik eğitimini tamamladıktan sonra ilk iş Türkiye’ye döner ve Gümüş Motor fabrikasını kurar. Ardından1960'ta “Türkiye kendi otomobilini yapmalı” düşüncesine gönülden inanır ve harekete geçer, “Devrim Otomobili"ni üretir. 

Karşılaştığı engeller onun yolunu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanlığı’na çıkarır. Ardından inandığı değerleri savunmak ve ideallerini gerçekleştirmek için  Millî Görüş Hareketi’nin ilk partisi olan Milli Nizam Partisini kurar.

Muhtelif zamanlarda kualisyon  ortağı olarak kurulan hükümetlerde görev alan Necmettin Erbakan Hoca makine fabrikasından, çimento fabrikasına, kağıt fabrikasından Tank Palet Fabrikasına, dokuma fabrikasından gübre fabrikasına kadar bir çok farklı sektörde yüzün üzerinde fabrikanın temelini atar. Bulduğu her fırsatta ülkesinin gelişmesi için gayret eder, uğraşır. Bu gayretini de dönemim siyasi parti liderleri ve vekilleri yakından görür.

Yukarıda Ebakan Hocayı, o günleri daha iyi anlamanız için anlattım.

Hocanın ülkesinin gelişmesi ve ülke insanının refahı için verdiği mücadele anadolu insanı tarafından görülmeye başladı. Refah Partisi, 1995 seçimlerinden birinci parti olarak çıktı. 

Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Refah Partisi Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a istemeyerekte olsa hükümeti kurma görevini verdi. 1995 seçimlerinden birinci parti olarak çıkan Refah Partisi ile üçüncü orak çıkan Doğruyol Partisi ile birlikte Refahyol Hükümetini kurdu.

Cumhurbaşkanının önünü kesemediği Erbakan Hoca için bu sefer “Askeri kanat” devreye girdi. Tehlikenin adını “irtica” olarak değiştirdiler. Çıkardıkları “laiklik elden gidiyor” yaygarası ile hem Refahyol Hükümetini sıkıştırdılar hem de başında örtüsü olan, namaza duran herkese “şeriat geliyor, irtica hortladı” yaygarası ile “haydi İran”a dediler. 

MGK Bildirileri bir tarafta, Yargıtay’dan “kapatırım” tehditleri bir tarafta, rektörler bir tarafta, ordu tarafından “gerekirse silah bile kullanırız” tehditleri bir tarafta, Erbakan Hoca memleketi idere etmeye çalışıyordu.

Ardından ülkeyi karıştırmak ve kamuoyu oluşturmak için bu koroya medya baronları “Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin figüranlarını” da dahil ettiler. Bu zevatların Türkiye’nin “o dönemki en büyük uyuşturucu hap üreticileri” olmaları veya uygunsuz ortamlarda çalışmış bir kadın olması bir şey değiştirmedi. Algı operasyonları için bu zevatları televizyon televizyon gezdirdiler.

“İnan insanın teknoloji üretmeyeceğine, anadolu beyefendisi olarak bu ülkede gezemeyeceğine” kamuoyunu ikna etmek için çalıştılar.

Ülkesi, milleti için her dönemde büyük gayretler ve fedakarlıklar ortaya koymuş, fabrikalar açmış, ülkesine teknoloji transferleri için çabalamış, Kıbrıs Harakatında orduya “taarruz emri vermiş” vatan ve millet sevdasından hiç kimsenin zerre kadar şüphe duyamayacağı Erbakan Hoca, gün geçtikçe yalnızlaştırılmış ve köşeye sıkıştırılmıştı.

CHP lideri Deniz Baykal ve DSP lideri Bülent Ecevit o dönemde demokrasinin işlemisinden yana tavır alması gerekirken, “ya uy, ya çekil” çıkışı ile askeri vesayetten, darbelerden yana tavır almışlardı. 

CHP ve DSP yönetimi ve vekilleri, dönemin rektörleri tarafından kurulan “ikna odalarında” bu milletin çocuklarının inancından ve inandığı gibi yaşamasından dolayı, haklarının ellerinden alınmasına sesleri çıkmamıştı.

Milletin değerlerine, anadolu insanı ile ters düşme pahasına sahip çıkmayan “sol partiler” adım adım AK Parti iktidarına giden yolu hazırladı.

Tekrar etmekte fayda var! CHP’nin şahsında sol partilerin tamamı “28 Şubat’a giden yolda”, Hocaya sahip çıkmadıkları, demokrasiden yadana tavır koymadıkları, askeri ve siyasi vesayetten yana oldukları, insanımızı ayrıştırdıkları için bugün AK Parti var. AK Parti’den şikayet etmeye hakkınız yok! Çünkü milletin değerleri ile kavga ederek bugünlerin zeminini siz hazırladınız. Milletin değerleri ile barışır, millete uygun politikalar üretirseniz bu imajınızı düzeltebilirsiniz. 

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici’nin “Partilere Yapılan Yardımlar Depremzedelere Aktarılsın” önerisi çok yerinde oldu.

Meclis açıldı, seçimden sonra kısır tartışmalara girmemek ve  depremzede vatandaşlarımızın oy kullanmaları için ikametlerinin netleştirilmesi gerekmektedir. Ardından sağlıklı bir seçim yapılması için TBMM’deki siyasi partilerin ittifakı ile seçim tarihinin belirlenmesi kalıyor.

Ülkemiz büyük bir felaket yaşadı. Bu felaketin yaralarının daha hızlı sarılması için, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici’nin “siyasi partilere ödenecek hazine yardımının deprem bölgelerine bağışlanması” önerisi çok yerinde oldu. 

TBMM’de bulunan tüm siyasi partilerin ittifakı ile, bu yıl alacakları 4,5 milyar Türk Lirası ve önümüzdeki yıl partilere verilecek olan seçim yardımlarının deprem bölgelerine aktarılması çok yerinde olur, yaralarımız daha hızlı sarılır. Seçimler eşit şartlarda çok daha demokratik olur.

Yazarın Diğer Yazıları