Kerim Küçüksarı

Güzel İnsanlar Ülkesi Türkiye

Kerim Küçüksarı

6 Şubat’ta meydana gelen iki depremle ülke olarak sarsıldık. Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gaziantep başta olmak üzere on ilimiz, tarihte görülmemiş bir deprem ile sallandı. 

Ülkemizi derinden sarsan bu büyük zelzelelenin sarsıntısı, Suriye, Lübnan, Ürdün, Filistin ve Mısır’a kadar hissedildi ve bu ülkeler de çeşitli derecelerde etkilendi.

Güzel ülkem ilk defa sınırları dışında bir yıkıma, kendi derdi ile uğraşmaktan yardım edemedi. Bu güne kadar dünyanın her hangi bir yerinde, ne zaman bir sel olsa, ne zaman bir deprem olsa, savaş olsa, kıtlık olsa hemen onların yardımına koştu. Bir karşılık beklemeden, içten ve samimiyetle…

Ama bu sefer farklıydı… Afet kendi ülkemizi vurmuştu, yıkım büyük, kayıp fazlaydı. Bir şeyler yapmak gerekirdi. 

Bu zelzeleyi duyan Türkiyenin Güzel İnsanları, hemen harekete geçti. Kimi iş makinasını yükledi tırına, kar tipi demeden, canını hiçe sayarak, son sürat depremin olduğu şehirlere doğru harekete geçti, kimi evindeki yorganını, kimi giydiği meshini, kimi evindeki hayvanını satarak sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kardeşlerinin yardımına koştu. 

Türkiye’nin engin gönüllü, koca yürekli insanlarıydı onlar. Kardeşlerini darda, soğukta bırakmamalıydı, bırakmadıda. 

Kimi enkaz altında kalan kardeşini bir an önce kurtarmaya çalıştı, kimi hayvanlarını kesip, kazanı tencereyi alıp yemek pişirdi, kimi çadır kurdu, kimi çocukları giydirdi; kimi zarar gören yolları, içme suyu hatlarını, elektrik ve iletişim hatlarını tamire girişti. Kimi araçlarına yardım malzemelerini atıp köylere ulaşmaya çalıştı, ulaştı da. 

Her birinin görüşü ayrıydı, belki düşüncesi farklıydı ama amacı aynıydı. Kardeşlerine sıcak çorba, bedenini saracak bataniye, üzerini örtecek çadır olmalıydı. Bu koca yürekli insanlara da bu yakışırdı. Milletimin her bir ferdi de kendine yakışanı yaptı.

Devlet Nedere Diye Avazı Çıktığı Kadar Bağıranlar

Edirneden Hakkariye, Sinoptan Hataya kadar yüreği deprem bölgesinde atan her bir fert o gün devletti. Devlet sensin, devlet benim, devlet iş makinasını tırına atmış son sürat yıkıma yetişmeye çalışan şoför kardeşimdi. O gün devlet hepimizdik. 

Tabi bu anlatmaya çalıştıklarımı anlamak için yürek lazım. Kendi ülkesine yabancı, dinine yabancı, kültürüne yabancı olan insanların anlamasını da beklemedim, beklemiyorum da. 

Ben, devletsizliğin ne demek olduğunu savaş bölgelerinde sahipsiz kalan, depremlerde, sel felaketlerinde iliklerine kadar yalnız kalan insanların gözünde gördüm. 

Onlar devlet yok naraları atadursun. Biz devletin kendisiyiz.

Dünya Türkiyenin Yardımına Koştu

Türkiye’nin Güzel İnsanları yıllardır din, dil, bölge, coğrafya farkı gözetmeksizin tüm dünyanın yardımına koştu. Ekmek oldu, su oldu, hastane oldu, su kuyusu oldu buralara aktı, engin gönlünü, yüreğini bu coğrafyalara taşıdı. Karşılık beklemedi, misyonerlik yapmadı. 
İşte bugün yardım götürdüğümüz bu insanlar, bu ülkeler Türkiye’nin yanında oldu. Kardeşçe, dostça uzanan ellerin, karşılıksız yapılan yardımların sonucu dostlukların geldiği noltayı göstermiş olu.

Çanakkale savaşında iki siper hattında bir askerimiz yaralanır, yere düşer. Siperde onu gören arkadaşı vızır vızır yağan mermilerin arasında, hemen siperden fırlar ve yaralı arkdaşının yanına koşar, onu kucağına alır ve sipere getirir. Komutanı sorar değdimi diye; değdi komutanım değdi der, bana şehit olmadan az önce “geleceğini biliyordum” dedi ve ruhunu teslim etti der.

Biz bu ülkelerde ne arıyoruz diyenler ibret alırmı bilmem ama,

Bu ülkelerden gelen yardımlar, gelemeyenlerin ettiği dualar, bizim neden bu ülkelerde olduğumuzu anlatmaya yetmiştir.

Dostlar biz de tüm dünyanın Türkiye’ye geleceğini biliyorduk. Geldiler de.

Zaman birlikte yaraları sarma zamanı…

Yazarın Diğer Yazıları