Kerim Toslak

Abdurreşit İbrahim Efendi (L)

Kerim Toslak

"Kimdi kürsîdeki? Bir bilmediğim pîr amma,

Hiç de bîgâne değil kalbe o câzib sîmâ.

Bembeyaz lihye-i pâkiyle, beyaz destârı,

O mehîb alnı, o pek mûnis olan dîdârı,

Her taraftan kuşatıp, bedri saran hâle gibi,

Ne şehâmet, ne melâhat veriyor, yâ Rabbi!

.....

— Beni kürsîde görüp, va’zedecek sanmayınız;

Ulemâdan değilim, şeklime aldanmayınız!

Dînin ahkâmını zâten fukahânız söyler,

Anlatırlar size bir müşkiliniz varsa eğer.

Bana siz âlem-i İslâm’ı sorun, söyleyeyim;

Çünkü hiçbir yeri yok gezmediğim, görmediğim.

Şark-ı Aksâ’dan alın, Mağrib-i Aksâ’ya kadar,

Müslüman yurdunu baştan başa kaç devrim var!" (Mehmet Akif Süleymaniye Kürsüsünde)

Yukarıda Mehmet Akif merhumun "Süleymaniye Kürsüsünde" isimli şiirinden bir bölüm alıntıladım. Alıntıladığım bu bölümde özetle Merhum Akif Süleymaniye Camiî kürsüsünde, kalben yakınlık duyduğu, ak sakallı, beyaz sarıklı munis yüzlü, gözlerinden ışık saçan, cesur, yiğit bir ihtiyar zatı konuşturur. Konuşturduğu bu zata, o dönemde (1912) alemi İslam'ın hali pürmelalini anlattırır.

Yine Akif'in diliyle bu zat konuşmaya başlarken kendini tanıtır; "görüntüme bakıp ulemadan  zannedip vaaz edecek sanmayın. Namaz oruç gibi ibadetlerle ilgili veya diğer fıkıhla ilgili konularda sorularınız varsa onları fakihlere, hocalarınıza sorun o sorunlarınızı, onlarla halledin. Ben onlardan bahsetmeyeceğim. Bana  İslam aleminin durumunu sorun. En doğudan en batıya dünyada birkaç defa dolaşmadığım yer kalmadı" diyerek Süleymaniye Kürsüsünde merhum Akif'in ağzından İslam âleminin durumunu anlattığı bu zattan bahsedeceğim bu yazımda. Belki bir çoğunuz biliyordur ama ben bir kaç yıl önce TRT Belgesel kanalda ve TRT Avaz'da hayat hikayesini izleyinceye kadar tanımadığım ve bu yaşıma kadar tanımayış olmama yandığım bu büyük insandan bahsedeceğim. Öncelikle kendimi suçluyorum. Çünkü merhum Akif'in "Süleymaniye Kürsüsünde" isimli şiirini okumama rağmen, merak edip de bu zatı araştırıp tanıyamadığım için kendi hatam ve eksikliğim olarak gördüm. İkinci olarak  böylesine önemli ve büyük bir şahsiyetin niçin unutulduğu veya unutturulduğu konusu da üzerinde durulması icap eden ayrı bir konu.

Bu öyle bir zat ki; dini ve inaçları uğruna her türlü fedakârlığı göze alabilen büyük bir mücadele ve mücahede insanı, alim, fakih, gazeteci, asker, tebliğci...

Evet bu unutulmaması ve unutturulmaması gereken, gelecek nesillerin örnek hayat hikayesini öğrenmelerinde fayda mülahaza ettiğim büyük Türk İslam alimi, mücahidi, münevveri, tebliğcisi ABDURREŞİT İBRAHİM EFENDİ'dir.

TRT belgeselde "Köklerin İzinde- Abdürreşit İbrahim " ismli belgeselin girişinde; "...Türk ve İslam dünyasının  kalkınması için insan üstü bir gayretle çalışan, Sibirya'daTara'da çocuk, Medine'de öğrenci, İstanbul' da Mehmet Akifi Ersoy'un yakın dostu, Petesburg'da gazteci, Orenburg'da Rusya Müslümanlarının müftüsü, Sarıkamış'ta hatta Trablusgarp'ta Osmanlı askeri, Almanya'da Tatar askerleri Osmanlı ordusunda savaşmaya ikna eden davetçi, Konya'da çiftçi, Japonya'da İslam'ın tebliğcisidir" şeklinde bir nevi hayatı özetleniyor.

Yukarıda da ifade edildiği gibi Abdürreşit İbrahim Efendi, ömrünün bir kısmını Konya'mızın  Cihanbeyli ilçesine bağlı Böğrüdelik  köyünde  1925'den 1933  kadar çiftçilik yaparak, münzevi bir hayat yaşamıştır. Sonrasında da ailesiyle  birlikte daha önce birkaç defa gittiği, bazı üst düzey Japon yetkililerin de aralarında olduğu, müslüman olmasına vesile olduğu grubun bulunduğu Japonya'ya hicret etmiştir.

Yaşadığı Böğrüdelik köyünde de Konya'mızda da maâlesef pek bilinirliği ve tanınırlığı olmasa da O Japon Müslümanlarının öncüsü, önderi ve imamıdır.  Geçtiğimiz günlerde Japonya'da  O'nun İslamla tanıştırdığı Japon Müslümanları bir cami açılışı yaptılar. Bu açılışı yapılan camiye "Ayasofya" ismi verildi.

Bugünlük TRT Belgesel ve Avaz kanallarında yayınlanan "Köklerin İzinde- Abdurreşit İbrahim" belgeselinin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ederek, Abdurreşit İbrahim Efendi'nin hayat hikâyesinden kesitler sunmak ve bir öneride  bulunmak üzere inşaallah haftaya devam edeceğiz.

Selçuklu/ Konya

Yazarın Diğer Yazıları