Kerim Toslak

Artık yeter! Taşlar toprağa bağlı köpekler salık olmasın 

Kerim Toslak

*Adana Yüreğir'de kaldırımda yürürken karşısına çıkan sokak köpeklerinden korkarak yola atlayan 8 yaşındaki Ahmed El Halil hayatını kaybetti....
*Ağrı'nın Patnos ilçesinde sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan 2 yaşındaki Ali Asaf, iki haftalık yaşam mücadelesi sonrası hayatını kaybetti...
*Bursa'da okula giden 10 yaşındaki bir çocuk, 8 sokak köpeğinin saldırısına uğradı. Hastanede tedavi altına alınan çocuğun vücuduna 80 dikiş atıldı...
Yukarıda İnternet medyasından sadece bir kaçını alıntıladığım haberleri görmeye alıştık.
Son haber Van'dan geldi. "Van'ın Tuşba ilçesine bağlı Selimbey Mahallesi'nde arkadaşlarıyla top oynayan 4.sınıf öğrencisi Mete Durna bir köpeğin saldırısına uğradı. Boğazından ve vücudunun çeşitli yerlerinden ısırılan küçük çocuk, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı."
Haberleri okuyunca insan dehşete kapılıyor. Vicdan sahibi aklı başında her insan sorunun  ciddiyetini ve önemini anlaması gerekir.
Bu ülkede sokak köpeklerinin her saldırısına uğrayan çocuğun veya yetişkinin haberi yapılmıyor. Kaç kişinin sokaklardaki başıboş kedi veya köpek yüzünden trafik kazası yapıp, canından olduğu da bilinmiyor. Bilinemediği için de haberi yapılmıyor. Dolaysıyla sağlıklı bir şekilde istatistiğinin de tutulabildiğini sanmıyorum. 
Bir öğrenci pencereden düştü diye, bütün okulların pencerelerine korkuluk yaptırılan, merdiven boşluklarına güvenlik fileleri gerdirilen ülkemizde, her ay birkaç çocuk sokak köpekleri tarafından vahşice parçalanıyor. 
01/07/2004 Tarih ve 25509 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 5199 Sayılı kanun ve daha sonra ek düzenlemeleri içeren 14/07/2021 Tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 7332 kanun incelendiğinde bir kısım lobilerin de etkisiyle çocukları ve yetişkinleri sokak köpeklerinden korumaktan çok, hayvanları insanlardan korumak için düzenlendiği anlaşılır. Zira ilgili yasanın Geçici Madde 4 – (Ek:9/7/2021-7332/16 md.) ye göre "Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu yetmiş beş bini aşan belediyeler 31/12/2022, diğer belediyeler ise 31/12/2024 tarihine kadar ek 1. maddenin birinci fıkrasında belirtilen hayvan bakımevlerini kurmakla yükümlüdür."
maddesine göre 31/12/2022 ye kadar sokaklardaki sahipsiz köpek problemini halletmesi beklenirdi. Keza yine ilgili yasaya göre Kedi ve köpek sahipleri, hayvanlarını en geç 31/12/2022 tarihine kadar dijital  kimliklendirme  yöntemleriyle kayıt altına aldırmak zorundaydılar. Ama sadece 2023 Ocak ayında medyada haber olan kaç tane köpek saldırısı vakası var. Haber olmayanları da cabası.
Kazara bir sürücü bir sokak köpeğine çarpsa ortalığı bir birine katan, nerdeyse sürücüyü sosyal medya linçine tabi tutup göz altına aldıranlardan, köpeklerin parçaladığı çocuk haberleriyle ilgili ses yok. Ses çıkranlar da insanları suçlayarak "efendim onlar köpeklerin yaşam alanlarını işgal etmişler, köpekleri aç bırakmışlar" gibi saçma ifadelerle geçiştirdiler. Kedisine saldıran köpekten kurtulmak için köpeği bıçakla yaralayan adamla ilgili "cani adam" nitelemesiyle (köpeğe kendisini parçalatmasını bekliyorlardı galiba) haber yapan TV kanallarından veya gazetelerden sadra şifa bir tepki de gelecek değil.
Köpekler itlaf edilsin demiyoruz. Ama bu kadar hızlı üreyip artan köpek nüfusunu da besleyip barındırmaya  ne barınak yeter, ne kaynak yeter. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor.  Kısırlaştırma yapılacaksa yapılmalı. Bu kadar köpek popülasyonunun sebebi ne araştırılmalı. Birileri (işten rant sağlayan sektör) özellikle çoğalmasını isteyebilir.  Kedi köpek yetiştirenler, besleyip çoğaltanlar izne tabi tutulmalı. Denetimini ve kontrolünü de kim yapacaksa yapmalı. Kanunu çıkarmak yetmiyor. Önemli olan kanunun uygulanması ve uygulanmasının denetim ve kontrolünün yapılması. Gerekli müeyyidelerin icraata geçirilmesidir. Varsa eksikliklerin giderilip, yeni düzenlemelerin yapılmasıdır. Yoksa dünyanın en iyi kanununu yapsan ne olur. Bir de yasal düzenlemeler yapılırken bir takım lobilere kulak verildiği kadar, sessiz çoğunluğun hukuku da göz önünde tutulmalı. Kediler köpekler değerli olduğu ve korunması gerektiği kadar, çocuklar ve yetişkinler de değerlidir ve korunması gerekir. Yani en azından denge gözetilmeli. Hatta hiyerarşik  olarak insan varlığı ve insanın yaşam hakkı her şeyden  öncelikli  tutulmalı değil mi.
Evet dinimiz hiç bir hayvana eziyet edilmesine, keyfi olarak aç bırakılmasına, fıtratlarını bozacak şekilde beslenmesine, fıtratının dışında bir amaçla kullanılmasına, izin vermez. Vicdanlı ve merhametli davranılmasını ister. Bu şekilde davrananların da sevap işleyip ödüllendirileceğini bildirir.
Ancak dinimiz insanların sokaklarda hayvanlar tarafından parçalanmasına hiç izin vermez. Hele hele zavallı çocukların parçalanmasına hiç mi hiç izin vermez.  Yeter artık, Merhum Nasrettin Hoca dediği, taşları toprağa bağlayıp köpekleri salıvermeyin!
Selçuklu/Konya

Yazarın Diğer Yazıları