Kerim Toslak

Riyad Toplantısı Ve İslam İşbirliği Teşkilatının Serencamı 

Kerim Toslak

İslam İşbirliği Teşkilatı, Gazze'de süren İsrail vahşetini görüşmek üzere, geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da olağan üstü bir toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantı vesilesiyle bu teşkilatla ilgili bilgilerimi de güncellemiş oldum. Kudüs'te Mescid-i Aksaya siyonist Yahudiler tarafından düzenlenen bir sabotaj sonrası,1969 yılında kurulmuş. Yani kurulmasına siyonist Yahudilerin Mescid-i Aksaya saldırıları vesile olmuş. Önceden İslam Konferans Örgütü olan ismi, 2011 yılında Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlenen İslam Konferansı Teşkilatı'nın 38. Dışişleri Bakanları toplantısında İslam İşbirliği Teşkilatı olarak değiştirilmiş. İlginçtir ülkelerinde Müslüman nüfus olan Rusya, Tayland dahil bazı ülkeler ve K. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gözlemci üye ülke statüsünde toplantılarda yer alıyor. Daha da ilginç olanı ise, Güney Amerika'da Karayip Ülkelerinden  %6,5 Müslüman nüfusa sahip Guyana asil üye olmuş.

Guyana'nın devlet başkanı da Hint asıllı bir Müslüman Muhammet İrfan Ali. 

Teşkilatın ismi Türkçeye 'işbirliği' diye çevrilse de Arapça (teavün) ve İngilizce ( cooperation)  orijinallerine bakınca 'İslam Yardımlaşma Teşkilatı' diye de isimlendirilebilirmiş. 

Asıl konumuz olan Riyad'daki toplantı ve alınan karaların değerlendirilmesidir. Cumhur Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’i hedef alan, sertlik dozu yüksek bir konuşma yapmış. 'Batının şımarık çocuğu diye nitelediği İsrail'in nükleer silahlarını gündeme getirmiş. Filistin’in batıdan referanslı, icazetli başkanı Mahmut Abbas, Suud prensi (Fiili Kralı, Cemal Kaşıkçı vahşetinin mimarı) Selman, Ürdün Kralı Abdullah,  İran C.B Reisi  v.d de konuşmuş. Hatta Reisi 'konuşma değil icraat zamanı' diye gürlemiş. Eski ABD Başkanı Trump'ın geçmişteki danışıklı dövüş hinliklerini ifşa edip karizmasını çizmesi de pek utandırmamış.Tabi konu Gazze ve Filistin İsrail meselesi olunca herkes kendine göre  bir şeyler söylemiş. 

Sonuç bildirgesine bakınca, alınan kararlar hep 'çağrı yapıyoruz', ' talep ediyoruz' diye bitiyor... Bu talep ve çağrıların muhatabı kim, bilmiyorum. İsrail ise adamların zaten taktığı yok. İsrail'in İşayanın kehanetlerini gerçekleştirmeyi kafaya koymuş, Siyonist Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun bölgedeki Arap liderlere yönelik, 'iktidarlarınızı korumak istiyorsanız sesinizi kesin' tehdidine cevap veren tek lider olamadı. Onlar da biliyor ki, çoğu bulundukları makamlara İsrail-ABD ortak yapımı, açık ya da örtülü operasyonlarla geldiler. Bu liderliklerin trıçkadan liderlikler olduğunu en iyi Netanyahu bilir.  

Bu talep ve çağrıların muhatabı, ABD’nin patronu olduğu Birleşmiş Milletler ise, kendi kararlarını uygulatamadığı İsrail'e, bu kararları mı uygulatacak. Bu konuda BM arşivlerinin uygulatamadığı karar çöplüğüne döndüğü herkesin malumudur. 

Zaten İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi ülkeler yardımlaşmayı geçtim, herhangi bir konuda işbirliği yapacak birlikteliğe sahip değil. İran, Azerbaycan-Ermenistan çatışmasında, Ermeniler safında Azerbaycan’a  çelme takar, Suriye'de Türkiye'ye çelme takar, Yemen'de Irak'ta vekalet verdiği gruplar müslüman kanı döker, Mahmut Abbas Hamas'ı İspiyon eder,  Mısır Sisi yönetiminde Libya'da Türkiye'ye çelme takar, Suud Katar'ın kara bağlantısını kesmek için kanal açıp ablukaya almaya çalışır v.b. Birbirleriyle çatışan, didişip duran, birbirlerine saygısı olmayan ülkelerin göstermelik birlikteliğinde alınan kararların çok bir ciddiyeti ve yaptırımı olmaz. 

Bu toplantının kötü yanı, toplantıda bu savaşı veren, bedelini ödeyen Gazze Halkının ve onların temsilcisi olan Hamas'ın iraptan mahallinin olmaması, yani temsil edilmemesidir. Hamas'a düşman İsrail'den maaşlı 89 yaşındaki Mahmut Abbas'ın  muhatap alınıp adam sayılmasıdır.

Zaten takdire şayan şekilde Türkiye ve Katar gibi bir kaç ülke hariç çoğunun Hamas'a bakışı İsrail'den farksızdır.

Hatta İbrahim anlaşmasıyla İsrail'le al takke ver külah ilişkiye giren ülkelerin, pişmiş aşa su kattığını düşündükleri Hamas'a öfke duymaması düşünülemez.

Bileşmiş Milletler, İslam İşbirliği, Arap Birliği Teşkilatı gibi oluşumlardan ciddi bir çözüm, kalıcı bir sonuç beklemek boşuna. Zaten yapıları hastalıklı. Belki halkı yaşatmak için biraz gıda, yaralıları tedavi etmek için ilaç, cenazeleri defnetmek için kefen tedariki gibi katkılar sağlayabilirler. Filistin Halkının önüne konulan kırk katır mı kırk satır mı seçeneğine verebilecek tek cevabı; 'ya istiklal ya ölüm' gözüküyor. Rabbim yardımcıları olsun.

Mersin/Anamur

Yazarın Diğer Yazıları