Kerim Toslak

Sahip Olduklarımız Bize Sahip Olmasın

Kerim Toslak

İnancımıza göre mülk Allahındır.Bir çok ayet-i kerimede  bu hakikat ifade edilir. Örneğin Alin İmran Suresi 26. Ayette şöyle buyrulur;  "De ki: “Ey mülkün gerçek sahibi olan Allahım! Mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltirsin, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Hiç kuşku yok sen her şeye kadirsin.”  
Mal-mülk, makam-mevki, şan- şöhret, para sahip olduğumuzu zannettiğimiz şeylerdir. Bunlara olan sahiplenme bazen o kadar ileri düzeye gelir ki, ölçü kaçar. Araç olan şeyler amaç olmaya başlar. Bunlara düşkünlüğümüz zaafiyetimiz olur. Aslında sahip olduğumuzu zannettiğimiz şeyler farkında olmadan bize sahip olmaya başlar.  Ruhumuza iç dünyamıza inançlarımıza yön vermeye başlar. Artık sahip olduğumuz, kontrolümüz altında olduğunu zannettiğimiz şeyler bizi kontrol etmeye başlamıştır.  Maalesef birçoğumuzun helak olması bu noktada başlıyor. Mevlana eşya (mal) ile olan münasebetimizi deniz ve gemi metaforu ile anlatır. "Mal geminin altında onu yüzdüren su gibidir. Su altında olduğu sürece onu yüzdürür. Ancak geminin içine girerse gemiyi batırır.  Mal da o su gibi insanın cebinde kalırsa işini görür, ihtiyaçlarını karşılar. Ancak mal sevgisi insanın kalbine yerleşirse insanı helak eder."
Günümüz insanı bu ilişkide doğru ölçüyü koyamıyor. Bütün bunların kendisine emanet olarak verildiği gerçeğini ıskalıyor. Halbuki bütün bunların gerçek sahibi yukarıdaki ayette de ifade edildiği gibi Allah'tır. Niçin insana verildiğini Allah şöyle ifade ediyor:
"Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak bir imtihandır; büyük mükâfat ise Allah’ın katındadır."(Tegâbün Suresi.15. Ayet)
"Mal ve çocuklarınızın sizin için birer imtihan olduğunu ve büyük mükâfatın Allah katında bulunduğunu bilin." (Enfal Suresi:28. Ayet)
Dünyevileşmeye,  hayatın akışına kapılıp, asıl hakikat olan ölümü unutma sebeptir belki de. İlaç olarak Peygamberimiz (sav) ölümü sıkça hatırlamamızı (rabıtayı mevt) tavsiye ediyor. Eskiden Anadolu'da mezarlıklar köylerde köye en çok giriş- çıkış yapılan ana yolların kenarına yapılırmış ki insanlar ölümü sıkça hatırlasınlar diye. Şimdilerde şehirlerimizin çoğunda mezarlıklar da mezarlar da görülmeyecek şekilde adeta şehirlerin içine gömülmüş dört etrafı da yüksek duvarlarla çevrilmiştir.  Kim bilir belki de  bizi düşünmüşlerdir. Ölümü hatırlayıp keyfimizin kaçmasını istememişlerdir.
Selçuklu/Konya

Yazarın Diğer Yazıları