Kerim Toslak

Seçimlerden Geride Kalanlar

Kerim Toslak

Son bir yıldır televizyonlarda her akşam isimlerinin altında gazeteci akademisyen, araştırmacı yazar, siyasetçi yazan, aynı yüzlerin, aynı üslupla, aynı sözlerle bağırış çağırış içinde tartışmalarını izlemekten gına gelmişti. O yüzden belgesel kanallara dadandım ve iyi de oldu. Seçim geçti tartışmalar biter dedim ama devam edince, ben de televizyon tercihimi belgesellerden yana devam kararı aldım. Çoktandır haberlere de bakmıyorum. Gerek de duymuyorum. Çünkü otuz iki kısım tekmili birden hepsi aynı terane, gına geldi. İhtiyacı elimdeki telefondan internet sayesinde hallediyorum.

Seçim geçti dedik. Evet  ülkemize hayırlı olsun. Seçilenlerin ülkeye ve milletimize hayırlı  olmasını ve hayırlı hizmetlerde bulunmalarını dilemek düşer bize.

Seçimlerden öncesindeki bir yazımızda  yaklaşık elli yıllık geriye doğru tanık olduğum seçimler ile ilgili bazı anetodlar aktarmıştım.

Bu seçimlerle ilgili de bir kaç kelâm edip geleceğe not düşmek gerek diye düşünüyorum. Nasılsa seçim geçti. Konuşup, yazmak artık daha konforlu ve fincancı katırlarını ürkütme durumu olmaz.

Öncelikle ifade edeyim ki; mebzul miktarda siyasi partimiz var. Çarşaf gibi oy pusulasını zarfa sığdırmakta zorlandık. Benim de bir partim olsun deyip parası olan, adam bulan parti kurmuş. Gerçi pazarlama yeteneği olanlar millet vekilliği veya başkanlık seçimlerinde başarılı oldular. Ucundan kıysından  parti kurmanın, secimlere girmenin, fantazi yapmak olmadığını gösterip, vekillik-mekillik  bir şeyler kaptılar. 

Yeni sistem siyaset çarşısını çok karışıtırdı. Sanki geçmişte 12 Eylül cuntasının ceza evlerinde uyguladığı karıştır-barıştır taktiği meydan-ı siyasete  gelmişti. Barıştırı olmasa da karıştırı kesin oldu. Sağı solu bir birbirine girdi. Milliyetçisi, Milli Görüşçüsü, Kemalisti, liberali, solcusu, sağcısı parça-pinçik  karman-çorman oldu.  Örneğin geçmişte Milli Görüş içinde, MHP içinde yer alan yada kendisini Atatürkçü- Kemalist diye ifade eden siyasi figürler, gerek bireysel, gerekse kurdukları partilerle farklı ittifaklarda karşı karşıya geldiler. Ülkenin baş belası kandil  bağılısı malum parti de işlevini devam ettirecek gibi görünüyor. 

Özellikle başkanlık seçimlerinde adaylığın zorlaştırılıp  seçenek sayısının azaltılması hatta ikinci turda ikiye düşmesi iyi olmuş. Hafazan Allah parti sayısınca da başkan adayı olsaydı, zarfa-marfa sığmazdı oy pusulası. Seçmenlerin hali nice olurdu(!) Gerçi mevcut durumda gönlünden geçen aday olmayınca bencileyin tercihde  zorlanıp "kırk katır mı, kırk satır mı?" seçeneksizliği ile karşı karşıya kalıp, gönül rahatsızlığıya oy verenler de durumu anlayışla karşılayıversinler(!) Çoktan seçmelide zorlanmayalım diye seçenek sayısı ikiye düşürüldüğü için yatıp kalkıp yapanlara dua etsinler(!) Oy vercek doğru seçeneği bulamadık diye bu yaştan sonra "ya devlet başa ya kuzgun leşe" deyip, meydanı siyasete atılarak halâskarlığa soyunacak değildik. Gözümüzü kapatıp önümüze konulan sandığa oyumuzu atıp vazifemizi yapmalıydık. Biz de öyle yaptık(!)

Seçim öncesinde yürütülen kampanyalarda kullanılan dil ve  üslubun  milletin ortalamasının üslubuna  uygunluğu takdire şayandı. Politikacı dediğin -her ne kadar çocuklarımıza ve gençlerimize zararlı olsa da- gerektiğinde racon kesip, sokak ağzını kullanabilmeliydi. Bunu da çok iyi  başardılar, haklarını yemeyelim (!)    Gecmişteki politikacılar aynı başarıyı gösteremediler sanırım. Yine de politik litaratüre kazandırdıkları "üslubu beyan ayni ile kendileri" olan sözleri vardı . Mukayese yapmak isteyenlere bir kaç örnek yazayım. Mesalâ Rahmetli Özal'ın "K.. üstü oturdular... Yengemin şeyi olsa eniştem olurdu"  gibi hele birde "küçük turgut" tabiri vardı ki; O bununla torununu kast etmiş olsa da kötü niyetli gazeteciler farklı imalarda bulundular. Rahmetli Demirel bu konuda en çok katkı verendi. "Yollar yürümekle aşınmaz, Kendim için bir şey istiyorsam namerdim, Kırk günde kabak yetişmez" v.b. Rahmetli Erbakan'ın "kadayıfın altının kızarması" , glu glu dansı ",  "hadi ordan sizi gidi batı klüpçüler" gibi sözleri bu meyanda bir kaç örnek. Şimdikilerden yazmadım. Daha taze olduğu için kendiniz hatırlayıp mukayese yapabilirsiniz. Hatırlayamayanlar "google amca" ya sorarlarsa hatırlatır.

Artık 2024 Martta yapılacak yerel seçimlere kadar, üç beş ay kafa dinleyebiliriz belki.

Selçuklu/Konya

Yazarın Diğer Yazıları