Latife ÖGE AKIN

Bitkisel deyip geçmeyin!

Latife ÖGE AKIN

Son yıllarda benim de merak sardığım, özellikle fenomen kadınların da bu işi dallandırıp budaklandırdığı bir konu var. Bitki çayları. Bu konu da nereden çıktı diyebilirsiniz. Bu hafta bir arkadaşıma uzun süre aralıksız içtiği bitki çayı sebebiyle böbrek yetmezliği teşhisi konulmasından çıktı.

Her şeyin fazlası zarar elbette, bir de bilinçsiz tüketilen her şeyin vücuda zarar verme ihtimalini göz önünde bulundurmak gerektiğini hepimiz biliyoruz.

Ama biraz araştırınca aslında işin çok daha büyük boyutlarda tehlikeli olduğunu anladım ve yazmaya karar verdim. İnsanlar doktor teşhisi ile belirlenmiş hastalıklarına bile verilen ilaçları değil aktarlardan kulaktan dolma bilgilerle aldığı bitkileri kullanıyor. Elbette geleneksel tedavi yöntemlerine saygım var. Hatta artık tıp fakültelerinde bile geleneksel ve tamamlayıcı tıp bölümlerinin açılması doğru uygulamaların faydalı olabileceğinin kanıtı niteliğinde.

Ama bizim milletimiz tıbbi ilaçları bile konu komşu tavsiyesi ile içer ya da doktorun reçete ettiği ve kesinlikle kullanması gereken ilaçlarını yine o çok bilmiş konu komşu lafı ile bırakır. Buradan bitki çaylarının ne derece bilinçsiz kullanıldığını kestirmek zor olmasa gerek.

Zayıflamak için kullanılan o bitkisel karışımlar, para tuzağı ürünler, diğer yan etkileri araştırılmadan alınan bitkiler, organ yetmezliğine, alerjik rahatsızlıklara, ani tansiyon değer değişikliklerine, hatta gebelikte düşük riskine kadar birçok zarar verebiliyor. Bu işin duayeni olan aktarlar bile bu tip bitkilerin belli bir müddet kullandıktan sonra (bu süre kesinlikle 1 haftayı geçmemeliymiş) kesinlikle ara verilip vücudun normale dönmesi ve dinlenmesi sağlanmalı diyor. Uzun süreli kullanımlarda başta böbrek ve karaciğer yetmezliği olmak üzere, deri döküntüleri, halk arasında ritim bozukluğu olarak bilinen taşikardi, ürtiker, kansızlık ve daha birçok hastalığa sebep olabiliyor.

Adaçayı, ıhlamur, melisa, papatya, anason, kekik, nane, zencefil, yeşil çay gibi masum olanlarından tutun da meyan kökü, hatmi, ebegümeci, sinir otu gibi daha riskli bitkiler var. Her ne olursa olsun düzenli kullandığınız ilacınız ve kronik rahatsızlığınız varsa bitki çayları konusunda daha dikkatli davranmanız gerekiyor. Mutlaka doktorunuza danışarak kullanmalı ve bu kullanım sürelerini dikkatli takip etmelisiniz. Yoksa tamiri mümkün olmayan organ hasarlarına maruz kalabilirsiniz.

E bu yazıyı tüm hastalara şifa duası etmeden bitirmek olmaz. Allah tüm hastalara şifalar versin, şifalarını kolaylıkla ve tez zamanda nasip etsin. Sağlıkla kalınız efendim.

Yazarın Diğer Yazıları