Mehmet Bina

Yaptığın İyiliği Gizle 

Mehmet Bina

Lokman Hakîm Hz.leri buyurur:

“İki şeyi unutma: 

Allah Teâlâ’yı ve ölümü.

İki şeyi de unut: 

Başkasına yaptığın iyiliği ve başkasının sana yaptığı kötülüğü.”

Hz.Ömer (ra) buyurdu ki;

Hayatta iki şeyi unutma! 

1-Allah'ı 
2-Ölümü

Hayatta dört şeyi koru!

1-Sofradaki lokmanı 
2-Namazdaki kalbini 
3-Mecliste sözünü 
4-Misafirlikte gözünü 

Hayatta iki şeyi unut! 

1-Yaptığın iyilikleri 
2-Sana yapılan kötülükleri

İnsanoğlu, yaptığı iyilikleri unutmayıp bilâkis onları gözünde büyütmeye devam ederse, hattâ günümüzde olduğu gibi onların reklâmını yaparak başkalarına karşı övünürse, o vakit ameline riyâ gösteriş karıştırmış ve kendi eliyle kendi amelinin ecrini imhâ etmiş olur.

* Rabbimiz Kur'an'ı Kerim'de "Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma!” (el-Müddessir, 6) buyurmaktadır.

Hz. Ali (ra)’ın torunu Zeynelâbidîn Hazretleri’nin vefat haberi Medine'de duyulunca tüm Medine'liller üzüldüler.

O mübârek zâta karşı son vazifeler îtinâ ile yapılırken, Zeynel Abidin Hazretlerinʼin naaşını yıkayan kişi, mevtânın sırtında, içi su toplamış büyükçe yaralar gördü. Şaşkınlık ve merakla sebebini sorduğunda, bu sırra vâkıf olan bir yakını, şunları söyledi:

“–Zeynelâbidîn Hazretleri her sabah hazırladığı erzak çuvallarını sırtında taşıyarak erkenden fakirlerin kapısına götürür ve kimseye görünmeden geri dönerdi. Halk da bu çuvalları kimin bıraktığını bilmezdi. Sırtında gördükleriniz, o çuvalları taşımaktan ötürü oluşmuş yaralardır.” diyerek yaptığı iyiliği gizliyordu.

Hazret-i Ali (ra)' da:

“Yaptığınız sâlih amellere gösterdiğiniz ehemmiyetten daha fazlasını, onun kabulüne ve korunmasına gösteriniz.” buyuruyor.

* Geçici olan bu Dünya'da yaptığımız iyilikleri yalnız Rabbimiz bilmesi lazım... Rivâyete göre hükümdarın biri, dillere destan bir saray yaptırır. Öyle ki, sarayın her odası ayrı bir güzellik sergisi, her köşesi ince tezyinatla işlenmiş ayrı bir sanat eseri gibidir. Kapılar, kakma sanatının en nâdide örneklerini taşırken, duvarlar baştanbaşa rûhu okşayan enfes hat örnekleriyle doludur. Velhâsıl, sarayın ihtişâmını anlatmaya kelimeler kifâyetsiz kalmaktadır.

Hükümdar bir gün, Hak dostlarından bir zâtı, yaptırdığı bu saraya dâvet eder. Dâvete icâbet eden mübârek misafirine sarayın her tarafını kemâl-i edeple gezdirdikten sonra:

“–Efendim! Sarayı nasıl buldunuz? Bu hususta görüşlerinizi almak isteriz.” der.

O Hak dostu ise:

“–Sultanım! Sarayın dünyevî ihtişâmı gerçekten de göz kamaştırıyor. Zira sarayın inşâsında emeği geçen sanatkârlar, bütün mahâretlerini ortaya koymuşlar. Kısaca her şey mükemmel!” der ve ilâve eder:

“–Sâde bir eksiği var!”

Hükümdar büyük bir şaşkınlık ve hayretle:

“–Allah Allah! Efendim bu sarayın eksiği nedir?” diye sorar.

O Hak dostu, her zerresi ile bütün bir kâinat için geçerli olan, kısa, öz, fakat son derece mânidar bir cevap verir:

“–Bekāsı yok!..”

Bir gün Peygamber Efendimiz (sav):

“‒Sizin için en çok korktuğum şey, küçük şirktir.” buyurmuştu.

Yanındakiler:

“‒Küçük şirk nedir, ey Allâh’ın Rasûlü?” diye sordular.

Peygamberimiz (sav) şu cevâbı verdi:

“‒Riyâ, yani gösteriştir. Kıyâmet günü insanlar amellerinin karşılığını alırken Allah Teâlâ riyâ ehline:

«‒Dünyadayken kendilerine mürâîlik yaptığınız (yani amellerinizi göstermek istediğiniz) kimselere gidin! Bakın bakalım onların yanında herhangi bir karşılık bulabilecek misiniz?!» buyurur.”

Bundan dolayıdır ki daima dualarımız Peygamberimiz (sav) in duası gibi olsun.

''Gün içinde, geceleyin ve her an gelebilecek kötülüklerden, kötü arkadaştan, kötü komşudan sana sığınırım. Allah'ım! Kalbimi nifaktan, amelimi riyadan, dilimi yalandan, gözümü hıyanetten temizle. Çünkü sen gözlerin hain bakışlarını ve kalplerin sakladıklarını bilirsin.''

Yazarın Diğer Yazıları