Mehmet Kaçar

Bizim bugünkü İslâm anlayışımız nasıl oldu?

Mehmet Kaçar

Bugün bizler nasıl bu hale geldik, nasıl bir İslami anlayışa sahip olduk?

Hani her çocuk İslâm fıtratı üzere doğar ve konuşuncaya kadar böyle kalır, konuşunca annesi- babası veya çevresi tarafından bu fıtrattan uzaklaştırılır. Yahudi, Hristiyan veya Mecusi, atesit, desit veya tamamen dinsiz, zalim ve diktatör, şeytana kul olarak yetiştirilir.

O zaman şu soruyu sormakta bir sakınca olmasa gerek. Acaba bizlerin Müslüman olmasına kim veya kimler vesile oldu? Acaba kaçımız kitapları araştırarak, peygamberimizin hayatını okuyup onu severek veya araştırarak İbrahim’i bir duruşla, başımız dik Müslüman olduk.

O halde, bizlerde ebeveyn veya çevre Müslüman’ı değimliyiz. Ebeveynlerimizi taklit ederek yahut siz Müslümansınız dedikleri için Müslüman değimliyiz. Hangimiz çocuklarımızı serbest bıraktık. Diğer din mensupları kendi dinlerini akıllarına uydurarak bozmuşlar amma bizler kendi dinimizi bozmaya yeltenmemişiz ve onu bozmaya asla güç yetiremeyiz. Çünkü onun koruyucusu bizzat o dinin sahibidir. Ne var ki, dinimizi kendi aklımıza göre değiştiremedik amma kendi aklımızı göre yaşarken onu din zannettik. Kur’an-ı ve Sünneti bırakıp başkalarını kendimize rehber, rol model ve hüküm koyucu olarak seçtik ve Peygamberin günlük bir saatini dahi öğrenmedik ve onların yolundan gitmeye, onlara her şeyimizi vermeye başladık.

Günah çıkaranlara müşrik ve bozulmuş din mensupları derken, biz başkalarını rol model seçip onların yolundan giderken ve kendimizi peygamberin yoluna adamazken, yaşantımızı ve hayatımızı peygamberleştirmezken, mazlumların kanını emenlere başkaldıramazken tevhidi mi olmuş oluyoruz? Onların papazları günah çıkartırlarken küfre giriyorlar da bizler, hiç araştırıp, soruşturmadan    birilerinden el alıp onların dediği gibi yaşarken cennetlik mi oluveriyoruz? Bu yaşantı içerisinde olanların çoğu beklide bir satır siyer okumamıştır. Sahabe, Tabiin, Et-baut tabiin hayatını hiç incelememiştir.

Bugün bizim Müslümanlığımız, tuttuğumuz takıma, partiye, cemaate, cemiyete, vakfa, hocaya, hacı’ya göre değil mi? Kur’an ve Sünnet yolunu Allah rızası için ne kadar iyi tanıyoruz ve bunları İşte bu sebepledir ki bugünkü inanç yapımız, adalete, paylaşmaya, emeğe, haysiyete, onura bakış açımız da Kur’an’i veya peygamberi değil. Bizim kendi meşrepçiliğimizi din kabul edip ona göre Müslüman olduğumuz zannedip ona göre yaşıyoruz. Adaletimiz, haysiyetimiz, onurumuz, insanlığımız hep batılıların uydurduğu seküler dayatmaların, sunumlarından, dayatmalarından ibarettir.  Allah’ın gönderdiği emir ve nehiyleri rafa kaldırmışız. Hatta gelinlik kızlarımız Kur’an kabını elleri ile örerler ve bir de ona kilit takarak, okunmaması, anlaşılmaması, indirilmemesi için duvara arsalar. İşte bu nedenlerdendir ki genlerimizle oynanmış ve hormonsal bir erozyonun içerisinde sürüklenen bir toplumu temsil ediyoruz. Bu bozukluğu ancak ve ancak Kur’an ve Peygamber yolu tedavi eder.

İslami olmayan pek çok davranış bozukluğu İslami imiş gibi sunulurken, bizler onun İslami olup olmadığını dahi bilmiyoruz. Neye nasıl tepki göstereceğimizi dahi bilmiyoruz.

Sorarım sizlere, Lüt(a.s.)’un kavmi Müslüman mıydı? Batı da milyonarca çocuk tacizcisi, cinsel istismarcı şirketlerde pazarlanırken, bunlara yasal izinler verilirken, batı Müslüman mı?

Türkiye’de lbgt özgürlüğüne veya tv dizilerindeki aile için fuhuş içerikli sahneler sanat adı verilerek topluma sunuluyorsa, bunlar her gün evlerimizin içerisine giriyor ve bizlerinde bunlara karşı lakayıtsızlığı devam ediyorsa, acaba gösterdiğimiz hangi tepkilerimiz bizim Müslüman’ca olan tepkilerimizi gösteriyor?

Filistin’de, İsrail polisinin yakaladığı bir genci, yarım metreden göğsüne kurşun sıkarak öldürüyor ve durum bizim ülkemizde kurgulanan İslam’a saldırı senaryolarıyla unutturuluyor. Üstüne soğuk su içiriyorlar.

Bu sinsize planlanan oyunu ancak sinsiliği kendilerine rehber edinip, insanlığı, haysiyeti, onuru, kendi görüşleri ve akıllarına göre kabul edenler kurgulayabilirlerdi.

Bu ülkenin, ne Ali Kalkancı’ları ve ne de Fadime Şahinleri biter. Bir kez olsun bir günde en az 20 defa okuduğumuz Fatiha’yı Şerife’yi düşünelim. Orada, Allah’a nasıl dua edip yalvarıyoruz. Nasıl söz veriyoruz?  “Allah’ın yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz”.

Bu dua ve yakarışı düşünüp aklımızı hayra yoralım ki, insanlığa bir faydamız olsun. O verdiğimiz sözde, Peygamber Efendimizin Mekke direniş cihadını aklımıza getirelim. Ambargoları nasıl aştığını? aklımıza getirelim.

İnanın bu akıl edişler derecesinde özgür, o oranda güçlü ve merhamet sahibi olurken, yine o oranda ahretimizi de kurtarmış olacağız. İslam dini sadece ahlak ve merhamet dini değildir. Kur’an ve Peygamber bir bütündür ve bu bütünlük üzerine yaşayanlar ve yaşatmaya çalışanların adı da Müslüman’dır vesselâm!

Yazarın Diğer Yazıları