Mehmet Bina

Koğuculuk, Nemime, Söz Taşımak

Mehmet Bina

İnsanoğlu yalnız yaşayamaz toplu olarak yaşamaya alışıktır, her insan da birbirine muhtaçtır. Bunun için bütün insanlar, zaman zaman bir araya gelir konuşurlar, çeşitli konuları istişare ederler. 
Insanoğlu konuşurken uzuvlarına, hareketlerine ve özellikle dilinden ne çıktığına dikkat etmesi lazım, içinde bulunduğumuz şu mübarek aylarda buna daha çok ihtiyacımız var. ▪︎İnsanların arasının açılmasına, toplumda fitne ve fesadın çıkmasına ve kardeşlik bağlarının kopmasına sebebiyet verdiği için, dinimiz koğuculuğu (söz taşımayı) haram kılmıştır.
-İnsan, koğuculuk yaparken yalnızca söz taşımaz aslında… Sözle birlikte kin, nefret, ayrılık ve husumet de taşır. Nedense bu amansız nefis hastalığı insanlara çok hoş gelir ve gönül kapılarını buna kapatamazlar…
- Bu durumu açıklayan âyetlerle başlayan Kalem sûresinde, daha sonra aralarında bu âyet-i kerîme'nin de bulunduğu 10-14. âyetlerle Efendimiz'e şu tâlimât verilmektedir: "(Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan laf getirip götüren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşîn, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye sakın boyun eğme!"
-Islah olunmamış bir nefis, başkalarının kötülenmesinden, küçük düşmesinden büyük zevk alır. Aslında en büyük düşmanın kendisi olduğunu da bilmez. 
-Müslüman, kardeşinin ayıbını örter, kusurunu gizler. Onun rencide olmasını, aşağılanmasını istemez. Onu hüzünlü gördüğünde gönlü incinir, huzursuz olur.
Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuştur:
"Kim bir müminin dünyalık sıkıntılarından birini giderirse Allah da onun kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Kim zor durumda olana kolaylık sağlarsa Allah da ona dünyasında ve âhiretinde kolaylık sağlar. Kim müslümanın ayıbını örterse Allah da onun dünyada ve âhirette ayıplarını örter. Kul kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah da onun yardımındadır." (Müslim, Zikir, 38)
-Ka'b-ül Ahbar hazretleri şöyle nakletmektedir:
“Hazret-i Musa Aleyhisselâm zamanında kıtlık başlamış.. Kaç defa yağmur duasına çıkılmışsa da duâları kabul olmamış.. ▪︎Allahü Teâlâ, Musa Aleyhisselâm’a şöyle  vahyetmiş:
— İçinizde bir koğucu vardır. O bulunduğu müddetçe duanızı kabul etmem. 
Musa Aleyhisselâm dedi ki:
— Yâ Rabbi, onu bize bildir, aramızdan çıkaralım. Allahü Teâlâ da buyurdu ki:
— Ey Musa! Ben sizi koğuculuktan men ederken, kendim koğuculuk mu yapayım?
Bunun üzerine, hepsi birden tövbe etti ve sonunda yağmur yağdı…”
Bir gün de bir şahıs Ömer b. Abdülaziz'e gelerek, bir başkası aleyhinde (onun hoşuna gitmeyecek şekilde) konuşmuş. 
Ömer b. Abdülaziz şöyle demiş:
"İstersen senin şu durumunu (yaptığın koğuculuğu) bir tahlil edelim; bu takdirde, eğer söylediğin söz yalan ise 'size bir fasık bir haber getirince onu araştırın...' âyetinde bahsedilen fasıklardan olursun; söylediğin doğru ise 'diliyle iğneleyen, kovuculuk eden' âyetinde anılan koğuculardan olursun... Muâmeleye koymayalım dersen seni affederiz..."
-Adam: "Beni affet mü’minlerin emiri! Bir daha aslâ yapmayacağım!" der ve ayrılır.
-Söz taşımaktan kaçınmak lazım; zira bu iş kin ve düşmanlığı kalplere eker ve insanı Allah ve dostlarından uzaklaştırır.
-Söz taşıma ve kincilik... Bu ikisi Müslümanın kalbinde yer alamaz, barınma imkanı bulamaz…
Peygamber Efendimiz (SAV):
"Sizin en kötülerinizi size haber vereyim mi?" (diye ashabına sorunca) "Evet ya Resulallah," dediler. O da şöyle buyurdu: "Söz taşıyarak dostların arasına ayrılık salan ve temiz kimseler için kusur arayanlar."
(Bihar-ül Envar,c.75, s.264)
Bir gün Hasan Basri (k.s) Hazretleri'ne bir adam gelir ve:
_Falanca senin hakkında şöyle dedi, der (Koğuculuk eder)
_Ne zaman?
_Bugün
_Nerede?
_Evinde
_Onun evinde ne yapıyordun?
_Ziyafeti vardı, onun için gitmiştim.
_Orada ne yedin?
_Şunu, şunu.. Hatta sekiz çeşit yemeğin hepsini yedim.
Bunun üzerine Tabiinin büyük imamı:
_Be adam, sekiz çeşit yemeği karnına sığdırdın da, bu sözü sığdıramadın mı? Kalk git yanımdan, diye kızar..
"Koğucu cennete giremez" (Hadis-i Şerif)
İbni Abbâs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem  yanından geçmekte olduğu iki mezar hakkında şöyle buyurdu:
- "Bu ikisi, kendilerince büyük olmayan birer günahtan dolayı  azâb  görüyorlar. 
Evet, aslında (günahları) büyüktür.  Biri koğuculuk yapardı. Diğeri ise, idrarından sakınmaz, iyice temizlenmezdi." 
Söz taşıyan hizmetçi
Adamın birisi hizmetçi alırken kötü huyu olup olmadığını sordu. (Biraz kovucudur) dediler. (Mühim değil) diyerek hizmetçiyi aldı.
Hizmetçi, evin hanımına, (Ben çok tecrübeliyim. İnsanların gözünden anlarım. Efendin seni sevmiyor. Başkasında gözü var. Eğer uyurken çenesinin altından birkaç kıl kesip getirirsen, büyücülüğü bildiğim için, sana bir şeyler öğretirim. O zaman efendin seni çok sever, gözü dışarıda olmaz) dedi.
Hizmetçi, kadının efendisine de, (Hanımının gözü dışarıdadır. Seni sevmiyor, hatta öldürmek istiyor) dediyse de adam, (Hanımımı tanırım. Öyle bir şey düşünmez) dedi. Fakat hizmetçi, (Tecrübesi bedavadır. Çok yorgunum de, uyur gibi yap. Seni kesmeye gelirse, sözümün doğru olduğunu anlarsın) dedi.
Adam uyur numarası yaptı. Kadın elinde ustura ile yavaşça geldi. Çenesinin altına elini uzatınca, hanımının kendisini öldüreceğine inanıp kadını öldürdü.
Hizmetçi, kadının akrabalarına haberi ulaştırınca, akrabaları, bu adamı öldürdü. Adamın akrabalarına haber gidince, onlar da bunları öldürmeye başladı. Çok kan döküldü..
Peygamber (S.A.V)’imiz şöyle buyuruyor:
“Mi’raca çıkarıldığım gece tırnakları ile yüzlerini tırmalayan ve leş yiyen bir guruba rastladım. Cebrail’e «Şunlar kim?» diye sordum, bana, bunlar dünyada iken başkalarının ölü etini yiyenler (onun bunun hakkında dedi-kodu edenlerdir) diye cevap verdi.»
Müslüman, konuşurken şunlara dikkat eder:
1- Münâkaşa ve mücâdeleden uzak durur. Çünkü bunlar düşmanlığın anahtarıdır.
2- Din kardeşini kötülemez. Zîrâ kötülemek kişinin kalbini Müslüman kardeşinden nefret ettirir.
3- Gıybet etmez. Müslüman, gıybet etmediği gibi gıybet edenleri de dinlemez.
4- Koğuculuk yapmaz. (Koğuculuk bir kimsenin sırrını, duyulmasını istemediği şeyi başka birine götürmektir.) Ancak anlatmakta dînî bir fayda varsa veya bir günahın işlenmesine mâni olacaksa anlatılabilir.
5- Sövmez ve çirkin söz söylemez.
6- Allâh’ın yarattıklarından -canlı, cansız- hiçbir şeye lânet etmez, lânet etmeyi alışkanlık hâline getirmez.
7- Müslüman kardeşini, küfürle veya fâsıklık ile suçlamaz. Eğer o kardeşi bunlardan uzak ise suçlama kendine döner.
8- Bir Müslümanı işlediği günah sebebiyle ayıplamaz.
9- Çok yemin etmez. Çünkü çok yemin Allâh’ın ismini hafîfe almaktır.
10- İnsanları yüzüne karşı medhetmekten, çok şaka yapmaktan uzak durur, sözlerinden yanlış mânâların anlaşılmaması için dikkat eder.
11- Büyüklerin karşısında sesini yükseltmez.
(Şerhu Şir'atü'l-İslâm

Yazarın Diğer Yazıları